2 Yaş Sendromu Nedir? Nasıl Başa Çıkılır?

Son zamanlarda en sık söylediğiniz cümleler şunlar mı?

“Ortada hiç sebep yokken ağlama krizine giriyor”

“Eline ne geçse fırlatıyor”

“Bize ve akranlarına çok fazla vurmaya başladı”

“Bıraksam saatlerce aralıksız ağlar”

“Ne desem tersini yapıyor”

“Her şeyi kendi başına yapmak istiyor”

Çünkü çocuklar artık herkesin az-çok fikrinin olduğu “iki yaş sendromu” adı ile anılan bir döneme giriyor. Psikologların çok olağan karşıladığı fakat ailelerin çileden çıktığı davranışların sergilendiği, sınırların sonuna kadar zorlandığı, aileye patronun kim olduğunu göstermeye çalıştıkları bir yaş dilimi. Her konuda olduğu gibi doğru iletişim ile bu durumu

da en aza indirebilirsiniz.

Bu tepkileri vermeleri çok doğal çünkü “negativizm” dediğimiz bir

döneme giriyorlar. Aslında uzmanlar bu dönemi kısaca şöyle özetliyor;

“Ayakkabılarını getir giydireyim”

“Hayır ben giyeceğim”

“Peki al sen giy”

“Hayır gel sen giydir! ”

Buradaki kilit nokta bilinçli olmak, çünkü tüm yaş dönemlerinin kendine has özellikleri vardır. Elbette her çocuk tam anlamıyla bu dönemlerden geçecek diye bir şey yok. Fakat büyük bir yüzde yaş özelliklerini taşır. İki yaş sendromunu hiç yaşamayan çocuklarla da var, bu bir sorun değildir. Önemli olan ailelerin çocuk kriz geçirdiğinde de aslında çok büyük bir sorun olmadığını (birtakım etmenler araştırıldıktan sonra) bilmeleri gerekir. Çünkü, çocukların krizinin arttıran etmenlerden biri anne-babasının çaresizliğini görmeleridir. Onu sözel olarak söylemeseniz dahi beden dilinizden anlarlar. O yüzden önce kafanızdaki şu düşüncelerden sıyrılarak işe başlayın:

-“Baş edemiyorum, bıraktım ne yaparsa yapsın”

-“Kesin bir yerlerde hata yaptık”

-“Yanlış bir şey yaptım ki benden intikam alıyor”

-“Dün akşam yemekte biraz zorladım, kesin ondan oldu”

-“Belli oldu işte! Her istediği olduğu için şımarık bir çocuk olacak, en iyisi ben ona daha sert davranayım”

-“Daha çok kural koymalıyım”

-“Benim dediğimi yapmalı/sözümü dinlemeli”

-“Babası yüzünden böyle oldu, her dediğini yapıyor”

-“Beni sinirlendirmek için yapıyor”

Gördüğünüz üzere çocuğun 2 yaş civarına gelip, davranışlarında asilikler görülmeye başlanınca, hep bir suçlu ya da bir sebep arandığını gördügörürüz. Hayır, kendinizi suçlu hissetmeyin! Çünkü bu zorlu bir dönemden geçen çocuğunuzla yanlış bir iletişim kurmanıza neden olacaktır.

Bu dönemin sağlıklı geçmesi önemli. Çünkü dönemden kalan sürtüşmeler ileride karşınıza çıkabilir. O yüzden önce durumun farkında olmak gerekiyor. Bu dönemle ilgili bilinçlenin, olası durumları anlatan kitaplar okuyun ve psikologlara danışın.

Çünkü bilgi sahibi olarak ve bilerek davranmak, sağlıklı sonuca ulaşmada en etkileyici yoldur.

Farkında olmak hasarı yarı yarıya indirecektir. Olaya karşı bakış açınızı şöyle düşünerek değiştirin:

-“Bu davranışlar yaş döneminin bir özelliği”

-“Bu geçici bir dönem.”

Peki, ya bu krizlerin sebebi nedir?

Altta yatan sebebi, onların dünyalarında neler yaşandığını anlamak… O zaman olaya daha farklı bir pencereden bakıyor, onunla tartışmaya girmiyor, diretmiyorsunuz. Şöyle ki; iki yaşına kadar çocuğunuzla aranızda bir ip var gibi düşünün. Onunla birbirinize bağlısınız ve birlikte hareket ediyorsunuz. Çocuklar, bu yaşa kadar kendilerini anne babalarının bir uzantısı gibi algılarlar. Ancak iki yaşından sonra bu ip kopar ve artık ayrı birer kişi olduklarını anlarlar. Öyle olunca da kendilerini biraz güvensiz, ne yapacağını bilemez bir halde hissederler. O yüzden artık daha çok size düşkündür. Mutfakta bile bacağınıza yapışık iş yapabilirsiniz. Sizden başka herkese çok kötü davranır çünkü kimseye güvenmez. Dünya ona çok büyük ve tehlikeli, görünmektedir.

Eğer o dünyanın anne-babasından oluşan küçük bir kısmını bile kontrol edebilirse; kendisini daha güvenli  hissedeceğine inanmaktadır.

O yüzden onlardan aslında çok fazla bir şey beklememek, yönetmeye çalışmamak, duygularını anlamak gerekiyor. Yoksa doğacak sonuçlar  olumsuz olabilir.

2 Yaş Sendromu ile Başa Çıkmak İçin Yöntemler

-“Şu iki yaş bir geçse rahatlayacağız.”

-“Bu dönem bitince bu tip başka bir kriz çıkmaz artık herhalde, değil mi?”

-“Bir büyüse oh diyeceğim.”

Evet, belki bu dönem geçecek ama ilerleyen yaşlarda daha farklı durumlar ortaya çıkacaktır. Bu zorlu döneme bu kadar büyük anlamlar yüklemeyin. Bitmesi konusunda beklentiye girmeyin çünkü hayal kırıklığı yaşarsınız. 2 yaş sendromunu geçirecek ama bir bakmışsınız 3 yaşında başka bir konu karşınıza geliyor.

Bulunduğunuz anın, çocuğunuzun içinde bulunduğu yaşın tadını çıkarın. Bir daha 3, bir daha 2 yaşında olmayacak. O dünyaya geldiği andan itibaren sizin için bu süreç başladı. Ya sizi zorlayacak davranışlarının elbette olabileceğini fakat bunlarla baş etmek için hazır olduğunuzu kabul ederek yola çıkıp, çocuğunuzla olmaktan keyif alırsınız. Ya da her zorlu davranışında pes ederek, bitmesi için dua edip, bir başka olumsuz davranışıyla dibe çökerek hayatı kendinize zindan edersiniz, karar sizin…

Kendimizi düşünelim; hâlâ anne-babamıza bazı sorunlarla gitmiyor muyuz? Bu bitmeyecek süreci baştan kabullenir, planınızı buna göre yaparsanız; hem siz hem de çocuğunuz rahat edecektir. Peki, bakış açımızı değiştirdik. Tabii bununla bitmiyor, bu ilk ve en önemli kısmıydı. Bundan sonrası daha kolay olacak. O küçük canavarlarla baş etmek için elbette bazı taktiklere de ihtiyacınız var.

Anne-baba ya da ev halkı olarak tutarlı ve kararlı olun. Siz görmezden gelirken başkasının onu kucağına alması, size karşı olumsuz duygular beslemesine neden olabilir. İlişkiniz içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Daha kötüsü ileriye yönelik ilişki biçiminizi bile etkileyebilir. Sonradan bazı durumların tamiri daha güç olmaktadır. İlişkinizin bozulmasına izin vermeyin.

Bu dönemde daha sabırlı olun. Çok fazla kural koymayın. Unutmayın; ne kadar çok kural koyarsanız uyması için o kadar çaba harcarsınız. Bu demek değildir ki çok esnek bir tavır! Bazı durumlar için kurallarınız olsun. Yemek saati, uyku zamanı gibi… Fakat sizin için çok elzem olmayan durumlarda daha esnek olun. Elinde cam bir bardakla koşmasına izin vermeyin ya da camdan sarkmasına kural koyun. Ama giyinme, oyuncak toplama gibi durumlarda biraz daha toleranslı olun. Çünkü, karşınızda kuralları delmeye ant içmiş bir çocuk var, kaybeden olmamak gerekir. Eğer bir kere kaybettiğinizi görürse, zafer sarhoşluğu ile tekrar denemeler yapacaktır.

“Hayır” kelimesini ve yüksek ses tonunuzu olur olmaz her şeye harcamayın. Yoksa gerçekten kullanmanız gereken yerde hiçbir işe yaramayacaktır. Gün içinde nelere “evet”, nelere “hayır” dediğinizi bir kâğıda yazın ve ikisi arasındaki uçurumu kapatın.

Open chat
Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
Merhabalar Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
Bize Yazın yada Arayın 0 534 363 98 96